Milli Ses Ver Projesi
Kalite Birliği, 2017 yılında Milli Ses Ver Projesini oluşturarak uygulamaya koydu.
Ülke genelinde projenin duyurusu için yoğun bir çaba sarf etmeye devam ediyor.
Basın yayın kuruluşları, sosyal medya ortamları ve seri "Milli Ses Ver" konferansları ile birlikte her yere, her kesime ve özellikle de devlet yetkililerimize ulaşmaya çalışıyor ve bu projenin "devlet politikası" haline gelmesini istiyoruz.
Milli Ses Ver projesi ile;
Devlete!
Sanayiciye!
Tüketiciye!
Danışmanlara! (aracılara, çantacılara vb)
Ve Türk Milletine çağrılar yaparak, projenin net olarak anlaşılmasını, yerli ve milli hamleyle ülkenin kalkınması için çalışmalar yapıyoruz.
Kalite Birliği, İzmir İktisat Kongresini referans alarak, Milli Ses Ver Projesini şöyle tanımlıyor;
"Türkiye'nin kuruluş felsefesi ve kurtuluş reçetesi."
Kuruluş felsefesi ifademizle, İzmir İktisat Kongresi kararlarının 6. maddesine özellikle vurgu yapıyoruz.
Kurtuluş reçetesi ifademizle, mevcut ekonomik sıkıntılara ana sebep olarak gördüğümüz sanayileşme, tüketici bilinci ve uygunluk değerlendirme alanındaki olumsuzlukların ortadan kalkması için çözüm önerileri sunuyoruz.
Projenin oluşturulduğu ilk aşama da toplumun birçok kesiminden (olumlu ve olumsuz) tepkiler aldık.
Geldiğimiz son noktada, olumsuz tepki verenlerinde Milli Ses Ver projesinin önemine inandığını görmek, Kalite Birliği mensuplarına onur veriyor.
Bu projenin Kalite Birliğinin projesi olmaktan çıkıp, Türk Devletinin bir projesi olması arzumuzu ve inancımızı paylaşmak istiyor ve herkesi Milli Ses vermeye davet ediyoruz...
***
A - DEVLETİMİZE ÇAĞRIMIZ:
1. Bugüne kadar, sanayiciye, üreticiye ve tüm KOBİLERE vermiş olduğun destekler, hibe krediler için teşekkür ediyoruz.
Artık tüm destekleri ve tüm hibe kredileri sonlandırmanı istiyoruz.
Yalnız ve yalnızca, nitelikli ve katma değeri yüksek ürün üretenlere destek vermeni talep ediyoruz.
2. Ülkenin kalkınmasının ve refah seviyesinin yükselmesinin "Nitelikli ve katma değeri yüksek ürünler" üretmekten geçtiğine inanıyoruz.
İhracat da kğ. fiyatı 1 dolar olan ürünlerle bu ülkenin kalkınamayacağı aşikardır. Bunun için nitelikli ve katma değeri yüksek ürün üreten sanayici kayıtsız ve şartsız desteklenmelidir.
3. Yabancı ana sanayilere taşeronluk, tedarikçilik ve fasonculuk yapmaya devam eden sanayi kuruluşlarını, kendi markaları ile üretim yapmaya, kendi ana sanayilerimizi oluşturma yönünde gayret sarf etmeye teşvik etmelisin.
4. 225 milyar 368 milyon dolar ihracatı olan ülkemizin, bu ihracatı gerçekleştirmek için ara girdi ürün olarak, bu değerin yaklaşık yüzde yetmişini kapsayan ürünleri ithal etmektedir.
Bu ithal edilen ara girdi ürünlerin ülkemizde üretilebilmesi için sanayiciyi teşvik etmelisin, hibe destekler vermelisin ve verilen desteklerin yerinde kullanılıp kullanılmadığını ciddiyetle denetlemelisin.
5. Ülkemizde bulunan 1254 AR - GE Merkezi, 338 Tasarım Merkezlerinin niceliğinden ziyade, niteliği ön plana çıkartılarak daha koordineli bir çalışma sistematiği oluşturulmalıdır.
Kuruluşuna, sektöre, ülkeye katkısı olmayan Merkezlerin izinleri iptal edilerek, mevcutlar daha verimli hale getirilerek, ithal etmiş olduğumuz ürünlerin ülke de üretilebilmesi için çalışmalar yapmaları teşvik edilmeli ve kayıtsız şartsız desteklenmelidir.
6. Uygunluk Değerlendirme alanında, muayene, deney ve test amaçlı yurt dışına gönderilen tüm numunelerin, yurt içinde muayene, deney ve testlerinin yapılması için TSE'ye yetki verilmelidir.
TSE'nin izni ve onayı olmadan, muayene ve deney için yurt dışına numune gönderilmesi engellenmelidir.
Bu konudaki "müşteri talebi" mazereti akreditasyon kurallarına aykırı bir husustur ve TSE bu alanda yetkilendirilmelidir.
7. Otomobil ana sanayicilerinin kurmuş olduğu ve dünya da bir kartel vazifesi gören IATF adlı kuruluş, Türkiye'de yerli ve milli hiç bir kurum ve kuruluşa ISO 16949 konusunda belgelendirme yetkisi vermemekte, bu konu tamamıyla yabancı belgelendirme kuruluşlarının tekelinde olup, otomobil yan sanayinin tamamı bu alanda çok yüksek bedeller ödemekte ve bu bedellerin tamamı yurt dışına gitmektedir.
Bu hususun çözüme kavuşturulması, uluslararası arenada söz sahibi olan TSE'nin bu alanda faaliyet gösterebilmesi, belgelendirme yetkisi alabilmesi için bu konu devlet üst yönetimi tarafından çözüme kavuşturulmalıdır.
8. Ülkemizde çok yoğun bir şekilde Organize Sanayi Bölgelerinin sayısının arttırılması için çalışmalar yapıldığını ve taleplerinin olduğunu biliyoruz.
"Ne kadar çok fazla OSB kurarsak, o kadar çok kalkınırız, gayri safi milli hasılamız o denli artar!" anlayışını reddediyor ve bu görüşün doğru olmadığına inanıyoruz.
Ülkemizde 280 bin hektar sanayi alanı var ve GSMH 8.500 dolar seviyelerinde!
Bu anlayışı savunmak için özellikle AB ülkeleri örnek veriliyor ve deniliyor ki;
İtalya'nın 650 bin hektar sanayi alanı var ve 31 bin dolar GSMH var.
Fransa'nın 922 bin hektar sanayi alanı var ve 39 bin dolar GSMH var.
Almanya'nın 1.5 milyon hektar sanayi alanı var ve 46 bin dolar GSMH var.
Bilinmeli ki, yukarıda örneklerini verdiğimiz ülkelerin gayri safi milli hasılalarının fazla olması, sanayi alanlarının fazlalığından değildir.
Bu ülkelerin sanayileri, nitelikli ve katma değeri yüksek ürün üretiyorlar.
Taşeron ve tedarikçi değiller.
Fasonculuk yapmıyorlar, kendi markaları ile üretim yapıyorlar.
9. Bir ülkenin ekonomik gücü, çıkarmış olduğu, oluşturmuş olduğu dünya markaları ile doğru orantılıdır.
Bu yüzden devletimize net çağrı yapıyor ve diyoruz ki;
Fasonculuk, tedarikçilik, taşeronculuk yapanlara değil, nitelikli ve katma değeri yüksek ürün üreten sanayi kuruluşlarını, markalaşma yolunda ilerleyen KOBİLERİ kayıtsız ve şartsız destekle...
Kendi markası ile üretim yapan sanayi kuruluşlarına ciddi oranda vergi indirimleri getir. Markalaşmayı teşvik et.
10. Bursa özelinden bir örnek vererek, ifade etmek istediğimizi net olarak açıklamaya çalışalım.
Bursa'da 300 kişi ve üzerinde çalışanı olan yüzlerce tekstil sanayi kuruluşu var.
Bu sanayi kuruluşlarının hiç birisi kendi markasıyla üretim yapmıyor.
Yabancı markalara fasonculuk yaparak, 30 TL'ye ihraç etmiş olduğu penye kumaşı, tüketici olarak bizler, yabancı markalı olarak 50 Euro'ya satın alıyoruz!
Hava bizim.
Su bizim.
İşçi bizim.
Tahrip olan çevre bizim.
Helva bizim.
Rant yabancıların.
Bu yaman çelişkinin ortadan kalkması için geniş bir sanayi envanter çalışması yapılmalı ve kümeleşmeler oluşturulmalıdır.
***
B - SANAYİCİLERİMİZE ÇAĞRIMIZ:
1. Bilmelisin ki, taşeronculuk, tedarikçilik ve fasonculukla gidebilecek olduğun en üst nokta, şu an bulunduğun noktadır.
Ve bulunduğun yer, milletin refah seviyesinin yükseltilmesi için yeterli bir yer değildir.
2. Bir an önce kurumsallaşma problemlerini çözmeli, kendi markanla üretim yaparak ihracata yönelmelisin.
3. Yabancı markalara fason olarak üretmiş olduğun ürünler, ülkemiz için önemli bir kazanç değildir.
Senin 30 liraya üretmiş ve ihraç etmiş olduğun ürün, yabancı marka ile birlikte ülkemize 50 Euro'ya ithalat yoluyla dönmektedir.
İhraç etmiş olduğun ürün, ülkenin ithalat parametresini daha çok arttırmaktadır. Bundan dolayı kendi markanı oluşturmalı, pazar payını arttırmalı ve markalaşmalısın.
4. Herkesin ürettiğini değil, ülkenin ithal ettiğini üretmelisin.
5. Nitelikli ve katma değeri yüksek ürünler üretmeye yönelmelisin.
Öyle ürünler üretmelisin ki, sadece kendini değil, sektörünü de sen yönetmelisin.
6. Bunun için sektörünle ilgili standardizasyon faaliyetlerini yakından takip etmelisin.
TSE tarafından planlanan organizasyonlarla, uluslararası standart hazırlama gruplarında görev almalısın. Bu kurullara temsilci göndermelisin.
7. Uygunluk Değerlendirme alanında kuralları (Standardı) sen belirlemelisin.
Biliyor musun?
Senin derdinle hemhal olan, senden olan, seninle olan, senin olan bir kurumun var!
TSE varken, yancıya, yabancıya, yalancıya giderek, ülkenin yıllık ortalama 5 milyar doların yurt dışına çıkmasına müsaade etmemelisin.
TSE, tüm akreditasyonlara sahip, tanzim etmiş olduğu rapor, belge, sertifika, dünyanın her tarafında geçerlidir.
Biz, Kalite Birliği olarak bu durumu, Amazon Ormanlarındaki yamyamlara anlattık, onlar anladı.
Ancak içimizdeki simsarlar anlamak istemiyorlar ve seni aldatmak için gayret sarf ediyorlar, bunlara aldanma, yerli ol, milli ol, milli dur, milli ses ver.
8. Unutma ki;
Tedarikçi olarak devam ettiğin sürece, kuralı başkaları belirleyecek ve sen her daim kurala uymak zorunda kalacaksın.
9. Yabancı ana sanayilere tedarikçi olma anlayışını terk et.
Yabancıların ana sanayisi olma vizyonunu benimse.
İşte o zaman sanayici kimliğine kavuşacaksın, bu ülkenin kalkınmasında etkin bir rol oynayacaksın.
10. "He fabrika bir kaledir." diyor Mustafa Kemal Atatürk, kale ol, kaliteli ol, markalı ol ki ülken kalkınsın...
Unutma, markasız fabrika, idaresi ve yönetimi başkasında olan teslim olmuş unsurlardır, asla kale değildir.
***
C - TÜKETİCİYE ÇAĞRIMIZ:
1. Yeter artık!
Yabancı marka hastalığından, özentili ruh halinden, kendine, kendi insanına, kendi sanayicine, kendi ülkene, güvensizlik psikolojisinden kurtul artık.
2. Kendine gel artık!
Kendi özüne, kendi değerine, Çanakkale'de ki sözüne dön artık!
Geçilmez denilen suları bulandırmayı, yıkılmaz denilen surları yıkmayı, öz değerlerinden kopmayı, kendi değerlerine yabancı olmayı bırak artık.
3. Yerli ve milli ürünleri ve temiz kaliteyi tercih et artık.
4. Kaliteyi bil, kaliteliyi bulmak için TSE markasını gör artık.
5. Bil ki, israfın önlenmesi kaliteyle mümkündür.
Kaliteli ürünün tek tanımı ve tek tarifi vardır, o da TSE markasıdır.
TSE Markalı ürünleri tercih et, kalkınsın memleket.
6. Bil ki;
Tercih etmiş olduğun her yabancı markada sadece sen bedel ödemiyorsun. Seninle birlikte ülken de bedel ödüyor.
7. Bilinçli ol, bilgili ol, duyarlı ol.
Satın almış olduğun ürünle ilgili bir mağduriyetin varsa, ürünü sineye çekme, hakkını ara.
Otokontrol mekanizmasının en etkin gücü sensin. Gücünün farkında ol.
8. Güçlü ol, mağduriyet karşısında yasal hakların olduğunu, devletin senin yanında olduğunu unutma, haklarını bil, hakkını ara.
9. Çevreye saygılı ol, çevreyi koru, çerçeveyi kirletme.
Kurallara uy, uymayanı uyar, yaşam kalitesinin artması için sevgi ve saygı sınırları içinde hareket et.
10. Unutma!
Hedefte olan sensin, hedefi on ikiden vuracak olan da sensin.
Hedef olma, aldatıcı reklamlara inanma, her denilene kanma, kalitesiz, TSE markası taşımayan ürünleri satın alma!
Tavrın devlet, safın millet, sevdan bayrak, özlemin istiklal, ikbalin özgürlük, yolun aydınlık, hedefin temiz kalite, sesin milli, yediğin içtiğin helal olsun.
Ve tüm dünya şunu desin;
"Türk tüketicisine helal olsun"
Unutma!
Her şey senin için.
Sende bir şey yap vatan için!
Yerli, milli, kaliteli, TSE belgeli, milli markalı ürünleri tercih et, kalkınsın memleket...
***
D - DANIŞMANLARA ÇAĞRIMIZ:
1. Kurumsallaşmamış küçük işletmelerin bilgi yetersizliği yüzünden, piyasada bulunan bir kısım kişiler, özellikle uygunluk değerlendirme alanında KOBİLERİ yanlış yönlendirmekte ve kalitenin kirletilmesine sebebiyet vermektedirler.
2. Tüm danışmanları aynı kategoride değerlendirmediğimizi özellikle belirtelim.
Ancak, bir kısım danışmanlar;
Yalan beyanda bulunmakta!
Yanlış yönlendirmekte!
Alacak oldukları komisyon karşılığında sanayi kuruluşlarının kaynaklarının heba olmasına sebebiyet vermektedirler.
3. Bir kısım danışmanlar, adeta çantacılık yaparak yabancı belgelendirme kuruluşlarının temsilciliğini yapmakta, milli belgelendirme kuruluşu olan TSE'nin faaliyetlerini yanlış beyanlarla anlatmakta ve sanayi kuruluşlarını yabancılara yönlendirmektedirler.
4. Bir kısım danışmanlar, adeta belge satışı yapmakta ve kalitenin kirletilmesine neden olmaktadırlar.
"Beş belge, üç paraya" misali aleni reklamlar yapılmakta, bu reklamlar maalesef ilgi görmekte, talep bulmakta ve belge satın alarak kaliteli olduğunu düşünen kuruluşlar, kendilerine, temiz kalite anlayışına ve ülkemize zarar vermekteler ve milli kaynaklarımızın yurt dışına gitmesine sebebiyet vermektedirler.
5. Yabancı belgelendirme kuruluşlarından ziyade bu sistemin sürekliliğini sağlayan, kendilerini danışman olarak isimlendiren kişi ve kuruluşlara çağrı yapıyor ve diyoruz ki;
Bu ülkeye en büyük kötülüğü sizler yapıyorsunuz!
Sistemsel ve yasal boşluklardan faydalanarak rant elde ediyorsunuz, ancak ülkedeki temiz kalite anlayışına çok büyük zarar veriyorsunuz.
6. Belki de gelecekte çok büyük bir AR - GE faaliyeti yapan sanayi kuruluşu olacak olan bir işletmeye, üç kuruşluk komisyonunuz uğruna kaliteyi yanlış anlatıyorsunuz, yanlış algılatıyorsunuz.
7. Yeter artık!
Bu ahlaksızlığınıza bir son verin artık!
İşinizi doğru, dürüst, düzgün, ahlaklı, yani kaliteli yapın.
Elbette, sanayicilere rehberlik hizmeti vermenize itiraz yok.
İtirazımız, yalanlarınıza!
8. Milli belgelendirme kuruluşu olan TSE'nin faaliyetlerini yalan yanlış anlatmanıza itirazımız var!
"TSE'nin belgeleri geçersiz!" iftiranıza itirazımız var.
9. Yurt dışına giden yıllık ortalama 5 milyar dolara sebebiyet vermenize itirazımız var!
10. Bazı kurum ve kuruluşlarda çalışanlarla kurmuş olduğunuz kalitesiz, kirli, ahlaksız ilişkilere itirazımız var!
Buradan devletimize çağrımızı yeniliyor ve diyoruz ki;
Özellikle uygunluk değerlendirme alanında ki "Danışmanlık" konusu yasal bir düzenleme ile disiplin altına alınmalı.
"Beş belge üç paraya" reklamları "Aldatıcı reklam" konumuna alınarak ağır müeyyideler uygulanmalıdır.
İşini kaliteli, yani ahlaklı yapan, sanayiciye yön veren, doğru yönlendiren, rehberlik yapan danışmanların haklarını da korumanın anayasal bir vazife olduğunu da devletimize hatırlatmak istiyoruz.
***
E - AZİZ MİLLETİMİZE ÇAĞRIMIZ:
1. Hediyeleşmenin konseptini değiştirmek istiyoruz ve aziz milletimize net bir çağrı yapıyoruz.
"Bayrak solmasın.
Bayrak soldurulmasın.
Solan bayrak olmasın."
2. Birbirimize Türk Bayrağı hediye edelim, hediyeleşmenin yöntemini derinleştirelim, 84 milyonu bayrak etrafında bütünleştirelim.
3. Kalite Birliği, bugüne değin 72 binin üzerinde Türk bayrağı hediye etmiştir. Bunu yüz binlere taşıma, bayrak sevdasını toplumun her kesimine aşılama kararlılığımız devam etmektedir.
4. Kalite Birliği Yönetim Kurulu kararı uyarınca 50.001. Türk Bayrağı (150 M2), Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e, Anıtkabir de takdim edilecektir. Bu konudaki izin alma süreçlerimiz devam etmektedir.
5. 50.002. Türk Bayrağı (150 M2), çalışmalarımıza önemli destek veren ve kurumsal üyemiz olan Bursa Ticaret ve Sanayi Odasına törenle hediye edilmiştir.
6. 50.003. Türk Bayrağı (150M2) kurumsal üyemiz olan ve çalışmalarımıza destek olan Referans Grup'a törenle hediye edilmiştir.
7. 50.004. Türk Bayrağı (150M2) Bursa Ticaret Borsasına törenle takdim edilecektir.
8. 50.005. Türk Bayrağı (150M2) Özhan AŞ'ye törenle takdim edilecektir.
9. 50.006. Türk Bayrağı (150M2) Nurel Medikal AŞ'ye törenle takdim edilecektir.
10. Türk bayrağı hediye etme projemize destek veren başta Bursa Ticaret ve Sanayi Odası olmak üzere, Bursa Ticaret Borsasına ve kurumsal üyelerimize teşekkür ediyoruz.
***
F - TÜRKAK'A ÇAĞRIMIZ:
Bizim gördüklerimizi görmelisin.
Bizim duyduklarımızı duymalısın.
Kaliteyi kirletenlerin, akreditasyon kurallarına aykırı hareket edenlerin akreditasyon belgelerini iptal etmelisin.
"Üç kuruşa beş belgeyi nasıl veriyorsun" sorusunu, muhataplarına mutlaka sormalısın.
Belgelendirme kuruluşlarının yapmış olduğu tetkiklerde, akreditasyon kuralları uyarınca adam/gün sayılarını ciddiyetle takip etmelisin.
Tetkik yapılmadan, uygun tetkikçi görevlendirilmeden, yönetim sistemleri belgelerinin satıldığını bilmelisin, bu konuda gerekli tüm tedbirleri almalısın.
Milli belgelendirme kuruluşu olan TSE'nin tetkiklerinde göstermiş olduğun ciddiyeti, tüm yabancı ve özel belgelendirme kuruluşlarında göstermelisin.
***
Kalite Birliği;
Milli Ses Ver Projesi kapsamında "Milli Ses Ver Konferansları" vermeye devam etmektedir.
Okullarda, Üniversitelerde, Ticaret ve Sanayi Odalarında, talep edilen her yerde konferanslar verilmekte ve temiz kaliteye dikkat çekilerek, Milli Ses Ver Projesinin ana temasını şöyle vurgulamaktadır.
Milli Ses Ver projesi;
"Türkiye'nin kuruluş felsefesi ve kurtuluş reçetesi"
Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuranlara rahmet diliyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti Devletini koruyanları alkışlıyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti için şahadet şerbeti içen aziz şehitlerimize şükranlarımızı sunuyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti Devletini ekonomik kurtuluşa erdirme sevdasında olanları seviyoruz.
Herkesi Milli Ses vermeye davet ediyoruz...